Aynı sözcükleri ve hatta kavramları kullananlar sıklıkla çok farklı şeyler anlarlar. Bundan bazılarımızı devrim ertesi “eski” yoldaşları kurşuna dizerler. Trajedi, burada dil’in – zorunlu olarak – tekleştirici kıskacından kaynaklanır. Sözcükler en az bayraklar kadar yanıltıcıdır. Aynı imgelerden bireyler, aşıklar, sınıflar, halklar türlü hayaller kurarlar. Ve gün gelir, hayaller çatışır. Hayaller, bir zorbanın elindeyse paslı ve kanlı bir kılıca dönüşüverir. İdam mahkumunda gözlemlenen o son gülümseme, neşeden değil de bu yanlış anlamadan kaynaklı, anlam verememekten beliren trajik şaşkınlıktır.
