
Eline tıraş makinesini aldı, yeni tanıştığı zeytin gözlü beyaz peynir kıvamında bacaklı genç kız sakalını keserse çok daha yakışıklı olacağını söylemişti ona. Bir hülyaya kaptırdı kendini. Düşününce onun gözüne girebilir, sakalın gitmesiyle birlikte kızla arasındaki yaş farkı da azalabilirdi hem.
Bir süredir takıldığı, gününü gün gecesini gece ettiği, sarı boyalı saçlı delikli Kars gravyerini andıran uzun bacaklı iki çocuklu dul olgun kadın ise sakalının ona çok yakıştığını söyleyip duruyordu.
İlk jilet darbesinde, aklına olgun kadınla olan ilişkisini bozuyor olma tehlikesi düştü: Öyle ya, ya tıraş sonrası çocuk suratlı olup da onun ilgisini kaybederse? Fakat artık çok geçti. Sakalı bir miktar incelmişti bile… Burada bıraksa olurdu.
Fakat genç kızın yağlı beyaz peynir ve zeytin kıvamındaki duru güzelliğini hayal edince, makinenin sakalını bir kat daha arşınlayıp daha da inceltmesine engel olamadı.
Sakalına son darbeyi indirmeye çok az kalmıştı ki, Kars gravyerinin imgesinde beliren düşsel şehvete karşı koyamadı, hemen oracıkta oportünizmin bataklığına teslim olup, orta bir yol bulmak kurnazlığından medet umarak, en azından bıyığını bırakmaya karar verdi. Tabii onunla birlikte çenesinde dudak altında bir tutam kıl bırakmayı ihmal etmeyerek.
Gel zaman. Git zaman. Genç zeytin gözlü beyaz peynir bacaklı güzel kız ona yüz vermedi. Edepsiz alaycı bir tavır takınarak hem de. Hatta sanki bırakmış olduğu şu bıyığı kıza geçici bir süre uğramıştı da, kız o bıyığın altından kıs kıs gülmekte idi onu gördüğünde. Başka bir deyimle: Kendi bıyığının altından kendi bıyığına gülünüp geçiliyordu.
Kars gravyeri kıvamında uzun bacaklı boyalı sarı saçlı olgun kadın ise onu yatakta bu hâliyle görünce kahkaha attı. Aslında hiç de kötü bir niyeti yoktu. Pekâlâ, bıyık ve çenede bir tutam kılla kabul edebilirdi onu. Ama bahtsız kahramanımızın incinmiş gururu maalesef bu durdurulamayan kahkahayla iyiden iyiye ayaklar altına alınmıştı. Sinirden çılgına dönerek, köpürerek, bağırıp çağırarak koşarcasına çıkıp gitti adam…
Ağlak bir halde evinde buldu kendini. İlk iş olarak banyoda ayna karşısına geçip, aynada beliren suretine birkaç kez tükürdü. Tükürük bezleri yoruluncaya kadar, tekrar tekrar. İkinci iş olarak makinayı alıp yüzündeki son kılı tüyü almakla kalmadı. Hızını alamayıp kafasını da kazıdı. Sıfıra.